Edremit Kaymakamlığı, doğa ve yaşam savunucusu aktivist Süheyla Doğan’a Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği defterlerinde yaptığı inceleme sonrası 51 bin 730 TL para cezası kesti.
Ayrıca dernek hakkında Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yaşanan deprem sonrasında çocuklara “ayakları üşümesin diye bot temin ettiği iddiasıyla “tüzüğe aykırı faaliyet” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.
İdari para cezaları için Sulh Ceza Hakimliğine itiraz ettiklerini belirten Süheyla Doğan, adli ceza için de ifadelerini verdiklerini açıkladı.
Konuya ilişkin Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Önce yerel bir gazetede derneğimize yönelik tamamen mesnetsiz bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu kampanya Bergama mücadelesinden bu yana ülkemizin her yanında yaşam savunucularına yapılan saldırının aynısı idi. Kimin/kimlerin bu talimatı verdiğini merak ediyoruz. Arkasından hızla Edremit Kaymakamlığı tarafından vergi dairesi uzmanları ile birlikte derneğimizin tüm kayıtları sıkı bir denetimden geçirildi. Belli ki haberler etkili olmuştu. Denetim elbette ki olmalı. Hiçbir itirazımız yok. Veremeyecek hiçbir hesabımız da yok. Tüm faaliyetlerimiz ve kayıtlarımız şeffaf. Ancak denetimin amacı mutlaka bir hata bulmak ve cezalandırmak olunca uyarı ile ihtar ile düzeltilebilecek ufak tefek işlemler ne yazık ki astronomik cezalara ve savcılığa yapılan suç duyurularına kadar geldi. Alındı belgelerinin bazılarında TCK NO’ların yazılmasının unutulması, karar defterinde karar no’larının her sene 1’den başlatılmış olması, online sistemden beyan edilmesi gereken bir meblağın geç beyan edilmesi gibi nedenlerle dernek başkanımız Süheyla Doğan’a 51.730 TL idari para cezası kesildi. Yanlış duymadınız, evet, 51 bin 730 TL. Ayrıca dernek yönetim kurulu başkanımız Edremit Kaymakamlığı tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan suç duyurusu nedeniyle ifadesi alınmak üzere Küçükkuyu Karakolu’na çağrıldı… Niçin mi? Gerçekten ‘pes dedirtecek’ bir gerekçe ile… Derneğimiz Ayvacık’ta meydana gelen deprem sonrası doğal afetlerin etkisini incelemek ve dayanışmak üzere köy ziyaretleri gerçekleştirmişti. Tanıştığımız köylü kadınlardan birisinin çocuklarının ayaklarının donduğunu ve kışlık bot ihtiyaçları olduğunu söylemesi ve destek istemesi üzerine derneğimiz yönetim kurulu kararı ile dernek bütçesinden 100’ün üzerinde çocuğun bot ihtiyacını karşılamıştı. Son derece insani olan ve bir kez yapılan bu destek, görevlilerce ‘Derneğin tüzüğüne aykırı faaliyet olarak’ altın bulmuş gibi bir sevinçle ayrı bir ceza gerekçesi olarak Cumhuriyet Savcılığı’na suç olarak bildirildi. Cezası da 50 günden az olmamak üzere adli para cezası… Karakolda ifademizi verdik… Hayırlısı diyelim. Pandemi koşulları nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından tüm dernekler gibi kapatılan dernek binamızda çalışma koşullarının olmadığı koşullarda bile süren ekolojik yıkımlara karşı yaşam alanlarını savunmak için canını tehlikeye atarak alanlara çıkan, kendileri ve yakınları Covid’e yakalanan, en yakınlarını bu mücadeleler sırasında Covid nedeniyle kaybeden dernek yönetici ve üyelerimizin verdiği özverili mücadele karşısında almaları gereken, ceza değil ödüldür. Bazı lobilerin yazdırdığı aşikar olan, derneğimizin, dernek başkanımızın ve üyelerimizin itibarını sarsıcı ve kişilik haklarına saldırı niteliğindeki mesnetsiz yalan haberlerin ardından, açık bulmak amacıyla yapılan denetim sonrası kesilen bu astronomik cezalar ve suç duyuruları kesinlikle kabul edilemez. İdari para cezaları için Sulh Ceza Hakimliği’ne gereken itirazımızı yaptık. Adli ceza için ifademizi verdik. Ayrıca uğradığımız haksızlık ve itibarsızlaştırma için tazminat davası hakkımız saklı olmak üzere yalan haber için noter aracılığıyla tekzip metni gönderdik. Ancak halen yayınlanmayan tekzip metnimizin mahkeme aracılığı ile yayınlanması için de dava açacağız. 2012 yılından bu yana aralıksız bir şekilde ekoloji mücadelesi veren derneğimiz hem bölgemiz hem de ülke çapında saygın bir sivil toplum örgütüdür. Hem alanlarda hem de hukuksal olarak verdiğimiz mücadele ile başta altın madenciliği ve termik santraller olmak üzere bir sürü ekokırım projesini durdurmayı başardık. Bu nedenle de bazı odakların hedefi haline geldik. Ayrıca Akçay Sulak Alanı’nda yapılmak istenen Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (ETDİOSB) projesiyle bağlantılı olarak çevre düzeni ve imar planlarının ve bu projeye altlık oluşturmak üzere sulak alanın moloz dökülerek doldurulması uygulamalarının iptali için çeşitli davalar açmıştık. Nitekim Balıkesir Büyükşehir Belediyesi aleyhine açtığımız davada talebimiz haklı görüldü ve davayı kazandık. Diğerleri ise devam ediyor. Edremit Kaymakamı aynı zamanda ETDİOSB Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Denetime elbette itirazımız yoktur. Ancak andığımız davalarda hukuken karşısında olduğumuz bir kurum tarafından yapılan denetlemelerde bunca ağır cezaların verilmiş olması denetlemeyi bu anlamda ilginç hale getirmektedir. Bu nedenle husumet ve cezalandırma arasında bir bağlantı bulunup bulunmadığı sorusu da kaçınılmaz olarak akıllarda yer etmektedir. Sermayenin doğayı bir meta olarak daha fazla rant ve kar anlayışına karşı yaşam alanlarımızı ve doğayı tüm canlı ve cansız varlıkları ile birlikte savunuyoruz. Bu mücadele sırasında diğer ekoloji örgütleri dışında emek hareketi, kadın hareketi ile de dayanışıyoruz. Barış içerisinde özgür ve ekolojik yaşam için, tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen, mücadelemizi tüm kararlılığımızda sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. İftiralar, baskılar, cezalar ve suç duyuruları bizi yıldıramaz.” İfadeleri yer aldı.