Susma Platformu tarafından paylaşılan raporla beraber şu açıklama yapıldı:
“2021’de medya kuruluşları ve gazeteciler üzerindeki baskı her koldan derinleşti. Tutuklu gazeteci sayısı azalsa da hem gazetecilere yönelik yargılamalar hız kesmedi, hem de basın özgürlüğü alanı siyasi, idari ve mali mekanizmalarla daha fazla daraltıldı” denildi.
Raporun sunuşunda şu başlıklara yer verildi:
“Bu rapor aslında, Türkiye’de kültür, sanat ve medya alanlarında yaşanan sansürü belgelemek, otosansürü konuşmak ve sansürün önüne geçebilmek için günlük olarak yaptığımız izleme, farkındalık yaratma ve savunuculuk çalışmalarının derli toplu bir ürünü. Aralarında bizim de bulunduğumuz birçok sivil toplum örgütü, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu sene de kendi alanlarına dair çalışmanın yanı sıra bizzat sivil toplum üzerinde artan baskıları savuşturmaya, bu baskılara karşı dayanışmayı örgütlerken bir yandan da özenle işlerini yapmaya devam ettiler.
Susma Platformu gibi sanatsal ifade özgürlüğü, basın-yayın ve medya özgürlüğü, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gibi birbiriyle kesişen birçok hakkın ve özgürlüğün korunması ve savunulması vizyonuyla çalışan sivil toplum oluşumlarının var olma şartlarının daha da zorlaştırıldığı bir yılı geride bıraktık. Bütün bu olumsuz gelişmelere karşın, bu raporun kapsadığı bir yıllık süreçte geriye dönüp baktığımızda; sözünü söyleyebilenler arasında yerimizi aldığımız, hak savunuculuğunun, dayanışmanın ve mücadelenin hafızasını ve deneyimini bu rapor vesilesiyle kamuoyuna aktarabildiğimiz için mutluyuz,” denildi.
Susma Platformu’nun raporuna aşağıdaki link’e tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Susma Platformu Raporu: https://s3.fr-par.scw.cloud/fra-susma24-tr/2022/02/Turkiyede-Sansur-ve-Otosansur-2021-TR.pdf