Özel Haber: Ahmet Ayva- AVM İşçileri: Her geçen gün daha fazla borçlanıyoruz. İstediğimiz ücreti hiçbir zaman alamayacağımızı biliyoruz.

Haber: Ahmet Ayva

Türkiye’de AVM sektörü gün geçtikçe büyümeye devam ediyor. Sektör büyüdükçe, küçük işletmeler kapanıyor, yerini devasa AVM’ler alıyor. AVM’ler, giyip, gıda, aksesuar, teknoloji ve bir çok tüketim ürününün hizmet sektörü alanındaki ana merkezi haline geliyor.

Küçük işletmelerin kapanması işsizliğin artmasının da önünü açıyor. Türkiye’de resmi rakamlara göre 125 İstanbul’da olmak üzere 440 AVM bulunuyor. Bu sayı kimi verilerle değişkenlik gösteriyor. Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Perakende Ciro Endeksi’nin Eylül ayı sonuçlarında, Her ay düzenli olarak yayınlanan verilere göre ciro endeksi Eylül 2021 döneminde bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 64,5 oranında artarak 482 puana ulaştığı duyurmuştu. Yaptığımız görüşmelerde Ciro rakamları büyürken, işçilerin durumunda değişiklik gözlemlenemiyor.

Emirali Karadoğan’ın 02.03.2021’de yayınladığı makalesinde: ‘’Türkiye özelinde 2017 yılında 385 AVM’de 485 bin kişi istihdam edilirken (Başol ve Saruhan, 2018: 130), 2020 yılı Temmuz ayı itibariyle faaliyette bulunan 436 AVM’de(www.ayd.org.tr, 2020) yaklaşık 520 bin işçi istihdam edilmektedir . Diğer bir ifade ile her AVM’de ortalama 1200 kişi çalışmaktadır. Diye belirtmişti.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük AVM’lerinden biri olan Forum İstanbul’da Asgari ücret görüşmelerinin sürdüğü bu süreçte, ‘’Güneş Işığını Zor’’ gören. AVM işçilerine Megafonu uzattık.

Zehra M. (21): Parfümeri sektöründe çalışıyorum. Sağlık okuyorum ama,okulu dondurmayı düşünüyorum. Türkiye yaşam standartlarına göre asgari ücret 5000 olsa yetmez bence. Her şey çok pahalı olduğu için 5000 olsa belki idare eder, o da belki. Mevcut aldığım asgari ücretten elimde tek kuruş bile kalmıyor. Mesela ben borç ödeyen biriyim, aldığımı oraya yatırıyor, kredi kartımdan harcama yapabiliyorsam yapıyorum. Yani benim elimde hiç nakit kalmıyor. Gelen primlerle ise sadece kredi kartını kapatıyorum. Üstelik 320 bin lira civarında ev kredimiz var onu ödüyorum. Dolar kuru bizi çok etkiliyor, bağlı olduğum firma dolarla çalıştığı için, ihracını ve ithalini buna göre yaptığı için, ülkenin parası değer kaybedince haliyle beni de etkiliyor. 8 saat çalışıyorum, diğer sektörlere göre daha rahat. Bizim 1 saat yemek molamız var, 20 dakika da çay molamız. Ayrıca bizde pirim var, o nedenle diğer sektörlere göre rahatız, bu nedenden kaynaklı firmadan memnunum. Evet sürekli ayaktayız, oturmak yasak. Belki 10 dakika oturabilirsek oturuyoruz. Zehra M. Konuşmasını şöyle sürdürdü:

EN ÇOK PANDEMİ SÜRECİNDE ZORLANDIK

Özellikle pandemi sürecinde çok zorlandık, ilk açılan yerler AVM’ler oldu. Açılmadan önce babamın kıraathanesi vardı, evde başka çalışan kalmamıştı onun dışında, o da kapanınca çok zorlandık. Daha fazla borçlanır duruma geldik. Komşularımızın dayanışmasıyla geçinebildik diyebiliriz. Devletten yardım istedik fakat hiçbir şekilde geri dönüş olmadı. Şu pandemi edindiğimiz borçları ödüyoruz.

Prim artı komisyon çalıştığım halde yetmiyor. Haftada bir gün iznim var onda da hastaneye staja gidiyorum. Şu an bana ek işte lazım, o nedenle okulu dondurmak istiyorum. 18’de işten çıktığımda partyapacağım iş arıyorum hala. O nedenle sosyal yaşamım yok. Burası bizim evimiz gibi oldu. dedi.

Elif. Y (27) ise: ‘’ Ben giyim sektöründe çalışıyorum. 1 kızım var. Asgari ücret tartışmaları beni hiç ilgilendirmiyor. Çünkü istediğimizi alamayacağımızı çok iyi biliyoruz da ondan. Her yıl aynı sahneleri izliyoruz, eşim ilgilenmese gündemimiz bile olmuyor. Eşimde burada çalışıyor. Burada tanıştık. Zaten burası insanların evi gibi, ailenizden çok onları görüyorsunuz. Bırakın parayı, biz güneşe hasretiz bu binanın içinde. Güneşi 3 dakika fazla görmek bile sorun burada. Molalarınız hariç saatlerce ayaktasınız.’’ Diye belirtti.

İşçiler konuşmalarını şöyle sürdürdü:

İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNDUM

Zeynep D. (19) ise : Ben kozmetik sektöründe çalışıyorum, ayrıca üniversite öğrencisiyim. Daha doğrusu okumaya çalışıyorum. Ama Pandemi sürecinde ailemin yaşadığı maddi sıkıntılardan dolayı şu an okulu askıya almış durumdayım. Burası dışında part-time işlere gidiyorum. Asgari ücretin tartışmalarını hiç takip etmiyorum çünkü, takip edecek vakit bulamıyorum, iş yerinde telefon yasak, eve gidince eğer 22’de çıkıyorsam direk kendimi yatağa atıyorum. 1 sefer maddi sıkıntılardan kaynaklı intihar girişiminde bulundum. Hem yoruluyorum hem kendime vakit ayıracak zaman bulamıyorum. Aldığım maaşla yine arkadaşlarımla AVM’ye gelip bir şeyler yiyip, içiyorum. Diye belirtti.

YEMEK GARANTİ

Hakan B. (22): Çok farklı sektörlerde 4 yıldır AVM’lerde çalışıyorum. AVM’lerin çalışanlarda bir bağımlılık yarattığını düşünüyorum. İstediği işi yapamayacağını görünce, burayı tüm zorluklara rağmen yapabileceği bir iş olarak görüyor. Bir süre sonra tüm iş başvurularını AVM’ye yapıyor. En azından öğlen yemeğini yiyeceği, karnını duyuracağı garanti bir yer olarak görüyor. 4 nüfuslu bir aileyiz, babam işsiz, annem ev işçisi, kardeşim lise öğrencisi. Evimizin kirası 2500 lira şimdi aldığım asgari ücretle kiramı ödeyip, elektrik, su ve doğal gazı borçla ödeme imkanım oluyor. Siyasilerin ne istediğini değil, bizim ne istediğimizi bence görmeliler. Biz borçsuz bir hayat yaşamak istiyoruz. Gününüzün her anında borç kendini size hatırlatıyor, bazen bir mesaj yoluyla bazen ise yürüdüğünüz sokakta gördüğünüz bakkalla. Ve bu psikoloji ile çalışıyorsunuz. Ben bunu yaşamayanın, hissetmeyenin asgari ücreti yükselteceğini, derdimize derman olacağını düşünmüyorum. Zaten bir süre sonra size bunu düşünmeyi unutturuyorlar.

İsimler, işten çıkarılma kaygılarından dolayı işçilerin talebi üzerine değiştirilmişti.

Bizi Takip Edin!
Son Haberler
%d blogcu bunu beğendi: