Kılıçdaroğlu,  “Ayrımcılık yapmadan, kimsenin kimliğine, inancına bakmadan 84 milyonu kucaklamak istiyoruz”

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Ukrayna’da yaşananlara ilişkin konuştu. Erdoğan ve AKP’yi “güvenlik zirvesi” toplantısı nedeniyle eleştiren Kılıçdaroğlu, bunun huuki bir dayanağı olmadığını belirtti ve yetkili kurumun MGK olduğunu söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatının ardından AKP tarafından konuya gösterilen yaklaşımı eleştiren Kılıçdaroğlu, devletin çürüdüğünü söyledi.

Rusya’nın saldırısının başladığı gün Meclis’te bilgilendirme yapılmasını talep ettiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ‘’Sayın Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı diye baktım. Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var, MGK. Bunu toplanması gerekir, evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir” ifadelerini kullandı.

“AK Parti’nin parti sözcüsü kalkar da bu konuda devlet adına nasıl konuşur ya!” diyen Kılıçdaroğlu, “Devletin bu kadar çürüdüğünü, bu kadar ayaklar altına alındığını bu kadar itibarsızlaştırıldığını ilk kez görüyor ve tanık oluyorum. Rezalet bir durum” eleştirisinde bulundu. Eleştirilerine “O zirvede akıl olmadığı için, o zirvede akıl çalışmadığı için o zirvede bütün olaylar net tartışılmadığı için bir kişinin beklentileri doğrultusunda alkışlarla bir tablo ortaya çıktığı için zikzaklar yapmaya başladılar” diyen Kılıçdaroğlu, “Açıklama yapıyor Erdoğan “Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatı kabul edilemez bulduğumuzu ve reddettiğimizi belirtiyorum” Kardeşim Avrupa Konseyi’nde gidiyorsun çekimser davranıyorsun. Niçin? Dün söylediğinin bir gün sonrasında tam tersini yapıyorsun. MGK’yı toplasaydın böyle zikzaklar çizmezdin” şeklinde konuştu.

Ukrayna konusunda yetkili kurumun Milli Güvenlik Kurumu (MGK) olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “MGK bir anayasal kurumdur. MGK’nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi. Sen oraya parti sözcüsünü çağırmışsın, grup başkanını çağırmışsın, genel başkanvekilini çağırmışsın… Ne kadar işe yaramaz adam var çağırmışsın, devletin kurmaylarını da toplamışsın oraya; sonra “milli güvenlik zirvesi” diyorsun. Ne güvenlik zirvesi ya!” ifadelerini kullandı.

CHP lideri, “güçlendirilmiş parlamenter sistem” anlaşmasına ilişkin de açıklamalarda bulundu ve “Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olduğu yerde. O nedenle öyle “AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum” diyen hakimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız” dedi.

Kılıçdaroğlu,  “Ayrımcılık yapmadan, kimsenin kimliğine, inancına bakmadan 84 milyonu kucaklamak istiyoruz. Bize sağlıklı eleştiriler yapanlara da saygı duyuyoruz. Bizim görmediğimizi sade bir yurttaş görebilir dolayısıyla bir her türlü eleştiriye açık bir partiyiz. Ülkemize demokrasiyi, barışı, sevgiyi getirmek istiyoruz. Kucaklaşmak istiyoruz. Bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu arzumuzu gerçekleştirmek için elbette çalışacağız. Bozmak isteyenler olabilir ama oyun bozanlara izin vermememiz gerekiyor. İnşallah hep beraber bu görevi birlikte yerine getireceğiz.  Görünen bir yüzü vardır. Cumhurbaşkanı, bakanları, sivil toplum kuruluşları vardır. Eğer bunlar bir saat gibi dengeli çalışıyorsa o zaman o ülkede huzur vardır, gelecek umudu vardır. Örnek vereyim; mesela Belçika’da aylarca hükümet kurulamadı. Ama bir Allah’ın kulu çıkıp da “aman mahvolduk” demedi. Devletin bütün kurumları bir saatin çarkları gibi zaten çalışıyordu. Almanya’da koalisyon için 4-5 ay beklediler. Hiçbir yatırımcı, bir gazeteci çıkıp” mahvolduk, paranın değeri düştü” gibi şeyler söylemedi. Her şey kendi kurallarına göre çalışıyordu. Çünkü devletin yasaları var, her alan yasalarla düzenlenmiştir. Böyle bakmamız lazım. Devleti yapmak istediğimiz yapı da böyle bir yapı olmak zorundadır. A partisi, C partisi gelir ama devletin çarklarıyla oynamaz. Sağlıklı yapısıyla oynamaz, işleyen mekanizmaya çomak sokmaz. Bu girişi niye yaptım? Malum, hemen yanımızda Karadeniz’in biraz yukarısında Rusya- Ukrayna çatışması. Savaş veya çatışma. Bu olay olduğunda Denizli’deydim. Toplantıya girmeden önce CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ı aradım. Önemli bir olay var. Hemen burnumuzun dibinde gerilim var. TBMM’nin toplanması lazım acilen. Sonra ittifakın diğer bileşenlerini aradım, düşüncelerimi söyledim. “Meclis’in açık olması lazım dedim, bilgi sahibi olmamız lazım” dedim. Olayın meydana geldiği aynı gün Sayın Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. İyi, kimse değinmedi ama merak ettim. Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı diye baktım. Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var, MGK. Bunu toplanması gerekir, evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir. AK Parti’nin parti sözcüsü kalkar da bu konuda devlet adına nasıl konuşur ya! Devletin bu duruma düşürülmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Arkasından TBMM’de toplantı oldu. Eğer siz 600 milletvekiline saygı duyuyorsanız, eğer siz TBMM’ne saygı duyuyorsanız, eğer siz milli iradeye saygı duyuyorsanız; bu olay TBMM’de görüşüldüğünde yürütme organından birisi gelir, TBMM’ye bilgi verirdi. Bilgi verilmedi arkadaşlar. Devletin bu kadar çürüdüğünü, bu kadar ayaklar altına alındığını bu kadar itibarsızlaştırıldığını ilk kez görüyor ve tanık oluyorum. Rezalet bir durum. Arkasından yürütme organı yok. AK Parti’nin hani var ya bir matematik dahisi, o bir açıklama yapıyor. Ben böyle bir tablonun Türkiye açısından kaldırılamaz bir tablo olduğunu düşünüyorum. Devlet ayaklar altına alınamaz. Devletin bir kurumsal yapısı vardır. Çok mu zor Milli Savunma  Bakanı’nı görevlendirmek? Veya hiç yapamıyorsanız yahu Dışişleri Bakanlığı’ndan biri gelsin bilgi versin. Çürüyen bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız. Rezalet, her alana giriyorsa siyaset kurumu bu süreç içerisinde başı dik gezemez arkadaşlar. Burnumuzun dibinde savaş var, en çok etkilenen ülkelerden biriyiz, güvenlik zirvesi diye bir zirve toplayacaksın, TBMM’yi tamamen devre dışı bırakacaksın, Dışişleri Bakanlığı’nı tamamen devre dışı bırakacaksın oturacak partinin sözcüsü devlet adına açıklama yapacak! Niye devlet adına söylüyorum? Erdoğan cuma namazından sonra çıkıyor, gazeteciler Rusya-Ukrayna gelişmeleri soruyorlar. “Parti sözcümüzün yaptığı açıklama çok açık ve net…” Tarafsızlığı ve namusu üzerine ant içen bir kişi devlet ayaklar altına alamaz! Akıl alacak bir şey değil! O zirvede akıl olmadığı için, o zirvede akıl çalışmadığı için o zirvede bütün olaylar net tartışılmadığı için bir kişinin beklentileri doğrultusunda alkışlarla bir tablo ortaya çıktığı için zikzaklar yapmaya başladılar. Açıklama yapıyor Erdoğan “Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatı kabul edilemez bulduğumuzu ve reddettiğimizi belirtiyorum” Kardeşim Avrupa Konseyi’nde gidiyorsun çekimser davranıyorsun. Niçin? Dün söylediğinin bir gün sonrasında tam tersini yapıyorsun. MGK’yı toplasaydın böyle zikzaklar çizmezdin.  MGK bir anayasal kurumdur. MGK’nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi. Sen oraya parti sözcüsünü çağırmışsın, grup başkanını çağırmışsın, genel başkanvekilini çağırmışsın… Ne kadar işe yaramaz adam var çağırmışsın, devletin kurmaylarını da toplamışsın oraya; sonra “milli güvenlik zirvesi” diyorsun. Ne güvenlik zirvesi ya! Devleti yönetmekten aciz olanlar güvenlik zirvesi mi toplar? Devlet geleneği ve devlet aklı olmayana teslim edilen bir Türkiye var ve zikzaklar çizen bir Türkiye var.

Dünyada bizim dışımızda elektriğe yüzde 127 oranında zam yapan hiçbir ülke görmedim. Sanıyorlar ki bu millet dünyayı bilmiyor. Ya herkesin elinde cep telefonu var kardeşim. Sen o telefon ile Güney Amerika’da ne olduğunu dakikalar içinde öğreniyorsun. Hala geride kalmışlar. Ya dünya Orta Çağ’ı geçti, 21. yüzyıldayız artık! Zam için tekrar toplandılar. Erdoğan söylediğini geri aldı ve dedi ki “Tarifeleri indireceğiz” Yüzde 18 olan KDV’yi yüzde 8’e indirdiler. Yani yüzde 127 zam yaptılar onu yüzde 100’e indirdiler. Böylece vatandaş memnuniyetini ifade edecek! Ama bir şey daha yaptı. Zam gelmeden önce çıkıp kamuoyuna açıklama yapmıştım. 4 kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kw, oraya zam yapmayın. Sözümüzü dinlemedi. 210 kw saate kadar olana bir ayrıcalık tanıdı. Dün akşam şimdi 230 dese Kılıçdaroğlu’nun dediği oluyor, en iyisi 240 yapayım da şundan kurtulayım dedi. Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Bizi devleti ondan daha iyi tanıyoruz. KDV’yi sıfırla kardeşim en azından bahara kadar. Haziran ayına kadar sıfırla. O zammı bir parça daha indir. Eğer bunu yaparsa protestomu kaldıracağım. Dün altı genel başkan kamuoyunun önüne çıkarak “güçlendirilmiş parlamenter sistem” belgesini imzaladık. Hukuk olmadığı takdirde hiç kimse geleceği göremez. Yüzde 10 seçim barajını darbeciler getirdi. Darbeye de darbecilere de karşıyız. Yüzde 10’u kaldıracağız. Milli iradenin Meclis’e yansıması lazım. Yüzde 9 alıyor, Meclis’e giremiyor. Milyonlarca oy almış kardeşim. Milli irade önemlidir. Yurt dışındaki işçileri düşünün. Seçimlerde oy kullanıyorsunuz ama bulunduğunuz yerde milletvekili seçilemiyorsunuz. Niçin? Bu garabeti de değiştireceğiz. Yurt dışı seçim sistemi oluşturacağız. Demek ki milli iradeye gerçek anlamda sahip çıkan kim? Millet İttifakı. Yurt dışındaki vatandaş taşeron mu? Hayır; oyunu kullanacak, aday da olacak. Seçilecek, buraya gelecek, kendi derdini oradaki vatandaşlarının derdini TBMM’de anlatacak. Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Tamamen kaldıracağız. İlgili bütün kuruluşları davet edeceğiz. Sanayiciyle ilgili kanun çıkacak sanayicinin haberi yok. Buna son vereceğiz. Böyle bir kanun geliyorsa ilgili kuruluşları davet edeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte görüşülecek. Bütçe hakkı devredilemez. Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olduğu yerde. O nedenle öyle “AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum” diyen hakimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız. Adalet kendi içinde yolunu yürür. Hakim hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyledir. Oturur en son vicdani kanaatini dinler. Bazı bilim insanları ne derler vicdan için, “Allah’ın yüreğimizdeki sesi” derler. Talimatla karar veren hakim mi olur Allah aşkına! Çoklu baro sistemi; bir şeyi iyi yönetmek istiyorsan böl, parçala, ondan sonra yönetirsin. A barosu B barosu… Baro bir tanedir ya. Türkiye Odalar Borsalar Birliği’ni de mi parçalayacağız? Beraber olmak varken, aynı zeminde var olan sorunları tartışmak varken neden ayrışıp kamplaşıyoruz? Kadın-erkek eşitliğini sağlayacağız. Daha ilk okuldan başlayarak bunu çocuklarımıza anlatacağız. Kayyım uygulamasına son vereceğiz.” dedi

Bizi Takip Edin!
Son Haberler
%d blogcu bunu beğendi: