
Halkların Demokratik Partisi İstanbul İl Örgütü 4. Kongresini yapmak üzere toplandı. Binlerce kişinin katıldığı kongrede İlk konuşmayı İl Eş Başkanı Elif Bulut Yaptı.

Bulut, Coşkumuz, enerjimiz bu salona sığmadı. “Mecali kalmadı” diyenlerin mecalini bitirecek olanlara, direnenlere, zindanlara, kadınlara bin defa selam olsun. Deniz Poyraz ve Garibe Gezer şahsında bütün yitirdiklerimizi saygıyla anıyorum.”
“Bizden korksunlar”
Bu ülkeye özgürlük, adalet ve demokrasi getirecek ve bu makus talihi değiştirecek olanlar bizleriz, HDP’dir, ezilen bütün haklar, katledilen Kürtlerdir, Alevilerdir, yok edilmeye çalışılan LGBTİ’lerdir, yoksullaştırılan emekçilerdir, doğayı katledenlere karşı direnen ekoloji kurumlarıdır. İşte bütün bunlar HDP’dir ve bu yapısıyla faşistleri ve bu karanlık yapıyı savunanları korkutuyoruz. Onlara dert olmaya devam edeceğiz; sokaklardan çekilmeyeceğiz, değiştirmeye devam edeceğiz. Korksunlar; önümüzdeki yüzyıl kadınların yüzyılı. Kadın kazanımlarını asla kaybetmeyeceğiz. Burada umudu görüyoruz, özgürlük için sokaktayız, yitirdiğimiz yoldaşlarımız için sokaktayız. dedi.
Bulut ardından HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir konuştu. Demir konuşmasına şöyle başladı:
Faşizme ve krize karşı mücadeleyi büyütmek zorundayız
HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir de kongrede yaptığı konuşmada, “Partimizin bundan sonraki yürüyüşü bundan sonra çok daha güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecektir. Bunun kanıtı binlerin desteğidir” dedi. Saldırılara da dikkat çeken Demir, saldırıların mücadeleyi daha da büyüteceğini belirterek, “Kürt hareketi ile devrimcilerin iradesi HDP içinde birleşmiştir” dedi. Türkiye’nin sosyal, siyasal ve ekonomik olarak derin bir kriz yaşadığını ve bunun temellerinin yıllardır yürütülen tekçi ve statükocu politikalarla atıldığının altını çizen Esengül Demir, bu statükonun “Kürdistan’ın inkarı üzerine” kurulduğunu belirterek, “Bu yıl ki bütçeyi belirleyen MGK’nin kendisidir. Savaş bütçesiyle halkları yalnızlaştıran bu rejime karşı Türkiye’nin bütün devrimcileri mücadeleyi büyütmek zorundadır” dedi. Demir “Her birimiz Deniz Poyrazlarız, Garibe Gezerleriz, Ali İsmail Korkmazlarız. Direnmeye devam edeceğiz. Yolumuz devrim yolu, yolumuz özgürlük yolu” dedi.
Demir ardından kalabalığın yoğun coşkusuyla giriş yapan Mithat Sancar, Müzik dinletisi ardından kürsüye çıktı.
Eş Genel Başkan Mithat Sancar konuşmasına Kürtçe selamla ile başladı.
Sevgili dostlar sevgili İstanbullular, İstanbul ve Marmara’nın dört bir tarafından salonu dolduran emekçiler, ezilenler, gençler, direngen kadınlar hepiniz hoş geldiniz. Hepiniz sefa getirdiniz. Annelerimiz, barışın mücadelenin onurunu bir saniye bile asla yere düşürmeyen anneler, barış anneleri, sizler başımızın üstüne geldiniz. Başımızın gözümüzün üstündesiniz her zaman. Ne diyordu Vedat Türkali, “bekle bizi İstanbul” diyordu. Haramilerin saltanatını yıkmaya geliyoruz. İşte HDP işte halkların ortak iradesi. Buradayız, geldik. Evet bekle bizi İstanbul, Amed, Hakkari, Mardin, İzmir Artvin, geldik geliyoruz. Haramilerin, zalimlerin, hırsızların, yalancıların saltanatını yıkıyoruz, mutlaka yıkacağız.
Halkların büyük barışa, güçlü demokrasiye ihtiyacı var
Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü: İşte bu coşku, bu duruş onların en büyük korkusudur. Yıkacağız biz. Nasıl yürüdüğümüzü, nereye yürüdüğümüzü ne için yürüdüğümüzü biliyoruz. Bu ülkenin halklarının büyük barışa, güçlü demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülkenin emekçilerinin yoksullarının aşa, işe ve refaha ihtiyacı var. Mağdurların, ezilenlerin, adalete ve onurlu bir yaşama ihtiyacı var. HDP bunun içindir. HDP özgürlük, barış, demokrasi, ekmek, iş aş, onur için vardır. Bunun sözünü veriyoruz. En yakın zamanda bu ülkeye getireceğiz. Bu ülkede yeni başlangıcı, onurlu yaşamın, adil bir düzeninin inşasını mutlaka gerçekleştireceğiz. Bunu gençlerin bitmez tükenmez heyecanı, bizlere verdikleri cesaret ve umutla gerçekleştireceğiz.
Olmadık yalanlar iftiralar ortaya atıyorlar, kumpasları başlarına yıkacağız
HDP olmadan barış olmaz diyoruz. Boşuna demiyoruz. Bizim bu ülkeye, bu ülkenin halklarına, gençlerine en çok, kadınlarına sözümüzdür. Bu ülkeye büyük barışı mutlaka getireceğiz. Bu ülkede adil, özgür, demokratik yaşamı mutlaka kuracağız. İktidar istediğini yapsın. Her gün yeni saldırılar yapsın, operasyonlar düzenlesin ama bizde korkunun zerresinin olmadığını çok iyi biliyor. Bu iktidara, bir kez daha hatırlatalım; kumpas davalarınız sökmedi: Kobanî Davası adı altında, çürük yüzkarası bir kumpas davası başlattınız ama yoldaşlarımız mahkeme salonunda tarihin karşısında halkın vicdanında sizleri yargılamaya devam ediyor. Bu kumpası çökerttik daha da çökerteceğiz. Kumpasa doymuyorlar. Cizre’de 3 gündür büyük bir kumpasın peşindeler. Milletvekilimiz üzerinden olmadık iftiralar ortaya atıyorlar. Cizre’yi karıştırmak, ülkeyi kaosa sürüklemek bunların şu an en önemli hedefidir. Cizre’de Soylu’nun işaret edip başlattığı kumpası başlarına yıkacağız. Önce gidin yolsuzlukların hesabını verin, çetelerle, mafyalarla kol kola yürüttüğünüz kirli işlerin hesabını verin.
Bu iktidardan kurtuluşun yolunu bizler açacağız
Pudra şekeri çeken kadrolarınıza o pudra şekerini, on binlerce tonla buraya taşıyan çetelerinize mutlaka bunun hesabını soracağız. Siz önce bunun cevabını verin, Meclis’te buna cevap veremiyorlar. Sokakta bunun cevabını veremiyorlar. Yaptıkları tek şey var; kumpas, yalan, dolan. Ama değirmenin suyu bitti. Halkların ortak gücü burada. Kurduğunuz bu 3. yol demokrasiye, barışa, adalete giden 3’üncü yol büyüyor, genişliyor, dalga dalga geliyor. Bu ülkede yeni başlangıcı da bizler kuracağız. Bu ülkede, bu iktidardan kurtuluşun yolunu bizler açacağız. İktidarı besleyen bu düzeni bizler değiştireceğiz.
Deniz Poyraz’ın yüreği her yerde atıyor ve sizlere korku salıyor
İstediğiniz kadar oyun oynasanız, cinayetler de işleseniz, Deniz Poyraz yoldaşımızı katlettiğiniz gibi binlerce Deniz Poyraz gelecek. Deniz Poyraz’ın yüreği bulunduğumuz her yerde gümbür gümbür atıyor ve sizlere korku salmaya devam ediyor. Garibe Gezer’in öldürülmesi de Deniz Poyraz cinayetinden farklı değildir. Garibe Gezer’i öldüren zihniyet Deniz Poyraz’ı katleden zihniyetle aynıdır. Ölüye bile saygıları yok. Cezaevine kumpaslarla alıyorsunuz yoldaşlarımızı. Biz onlara tutuklu demiyoruz. Hepsi siyasi rehinedir. Burada, burnumuzun ucunda yoldaşlarımız cezaevinde. Selahattin Demirtaş kardeşimiz, Kandıra’da Gülten Kışanak yoldaşımız, Sebahat Tuncel, İdris Baluken isimlerini sayamadığım bütün yoldaşlarımızı siyasi rehine olarak aldınız. Her gün on binlerce kişiyi gözaltına alıyorsunuz, binlerce kişiyi on binlere tamamlamak istiyorsunuz ama görüyorsunuz, coşkuyla, inançla, kararlılıkla geliyoruz.
Bu zalim iktidara kaybettireceğiz, biz hep birlikte büyük kazanacağız
Sizin korkunuzun ne olduğunu en iyi biz biliyoruz. Size İstanbul’da nasıl kaybettirdiğimizi biliyorsunuz. O ağır darbeyi unutmadınız. Size tavsiyem unutmayın. Biz bu zalim iktidara, bu soyguncu talancı sisteme kaybettirmeyi iyi biliriz. Tabi iki kazanmayı da. Hem iktidara kaybettireceğiz hem bu ülkeye, bu ülkenin bütün halklarına kazandıracağız. İktidar kaybedecek ve ona kaybettirecek olan biziz. Bu düzen değişecek, değiştirecek olan da biziz. Bu ülkeye yeni başlangıcı, büyük barışı, güçlü demokrasiyi, kalıcı adaleti de biz getireceğiz. Hep birlikte kazanacağız, bütün Türkiye halkları kazanacak. Kaybettireceğiz size. Kaybettirirken büyük kaybettireceğiz ama aynı zamanda büyük kazanacağız büyük. Hep birlikte büyük kazanacağız. Dedi.
Kongre, Bajar müzik grubun dinletisi ile devam etti.