Bulunamayan failler, açığa çıkarılmak istenmeyen katliam: Roboski

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı (roboski) köyü sakinlerinden oluşan sınır kaçakçılarının TSK’ya bağlı savaş uçaklarının bombardımanı sonucu hayatlarını kaybetmesinin üzerinden 10 yıl geçti.

Toplumda Roboski Katliamı olarak bilinen, bombalı saldırıda 17’si çocuk 34 Kürt köylüsü hayatını kaybetti.

Federe Kürt bölgesinden getirdikleri mazot ve kaçak gıdalarla yaşamını idame ettirmeye çalışan köylüler, katırlarla sınırı geçtikleri sırada F16 uçakları tarafından bombalamadırlar, yaşanan katliam sırasında gruptan sadece Servet Encü sağ kurtulabildi.

Bu süreç içerisinde 10 yılda ne sorumlular tespit edildi ne de herhangi bir kamu görevlisi yargılandı. Ailelerin açtığı dava ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) geri döndü.

Katliam sonrasında ne yaşandı?

3 Ocak 2012’de dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yapılan açıklamada, yaşanan olayla ilgili resmi özür beklenmesinin “yanlış olduğu”, öldürülen sivillerin ailelerine tazminat verileceğini açıkladı. Aileler, Şubat 2012’de Başbakanlık tarafından verilen 123’er bin liralık toplam 4 milyon 182 bin lira tutarındaki tazminatı “kan parası ve sus payı” olarak gördükleri için kabul etmediler.

Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise, katliam sonrası şu açıklamaları yaptı:

30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir? Mehmet midir? Bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır.

Tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat… Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar.

Erdoğan, Kazakistan ziyareti sonrası yaptığı bir basın toplantısında ise şu sözleri kullandı:

Erdoğan, Roboski katliamını gündemde tutmaya çalışanların “terör örgütü ve uzantıları” olduğunu ileri sürerken, mağdurlara yasaların öngördüğünden fazla tazminat ödediklerini ve hukuki sürecin devam ettiğini söyledi.

Cezasızlık Süreci

Olayla ilgili ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bir araştırma komisyonu kuruldu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu, yaklaşık 15 ay süren çalışmalarını Mart 2013’te tamamladı.

Komisyonun hazırladığı 84 sayfalık raporda, sadece İHA görüntülerine dayanarak kimlik tespiti yapmanın mümkün olmadığı ifade edildi.

Komisyon raporunda, “Olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilememiştir” sonucuna vardı.

Ayrıca İçişleri Bakanlığı müfettişleri de konuyla ilgili inceleme yaparak, bir rapor hazırladı.

Konuyla ilgili soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Haziran 2013’te “görevsizlik kararı” vererek, dosyayı askeri savcılığa sevk etti.

Askeri savcılık da Ocak 2014’te şüpheli olarak adı geçen 5 askerin “kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı” belirtildi ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Bizi Takip Edin!
Son Haberler
%d blogcu bunu beğendi: