Demans teşhisi konulan ve sağlığı durumu kötüye giden Aysel Tuğluk için “cezai sorumluluğu tam” raporu verilmesini, savunma yapıp yapamayacağı sorusuna yanıt verilmemesini protesto etmek isteyen avukatlar, Ankara Adliyesi önünde toplandı. Ancak polis, avukatların burada açıklama yapmasına izin vermedi.
Avukatlar, polis ile yaşanan arbedenin ardından adliye içerisine girmek zorunda kaldı. Polisin adliyeden çıkmasına izin vermediği avukatlar, açıklamalarını adliyenin kapısında yaptı.
Burada açıklama yapan Avukat Nurdan Kılıç, “Yargı tarafından infaz erteleme ve tahliye konularında tek kurum olarak gösterilen ATK, Kocaeli Devlet Hastanesi ve tıp fakültesi tarafından yapılan teşhis, tedavi ve hazırlanan raporları görmezden gelerek, hiçbir şekilde muayene ve gözlem yapmadan Sayın Tuğluk’un cezaevinde kalabileceğine dair 2021 yılı eylül ayında bir rapor hazırlamıştır. ATK’ya sevk kararında, savunma yapıp yapamayacağının tespiti istenmesine rağmen, ATK kendisinden talep edilen hususta bir değerlendirme yapmamış ve Sayın Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin olarak ‘cezai sorumluluğunun tam olduğuna’ dair rapor düzenlemiştir. 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Tuğluk’un olaylar esnasındaki sağlık ve bilişsel durumunun ne olduğu hususu, talep ve konu dışıdır. Avukatları tarafından talep edilen ve mahkemenin ara kararında istenen ve ATK’nın değerlendirme konusu yapması gereken husus, Sayın Aysel Tuğluk’un mevcut sağlık durumu itibari ile savunma yapıp yapamayacağı ve cezaevinde kalıp kalamayacağı hususudur. ATK raporunda Sayın Aysel Tuğluk’un sağlık durumu ile ilgili yapmış olduğu tespit ve değerlendirmelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır ki Sayın Tuğluk’un bu haliyle savunma yapması mümkün değildir. Ancak bu tespitlere rağmen ATK bu hususta görüş belirtmekten özelikle kaçınmış ve sadece cezai sorumluluk boyutu ile değerlendirme yapmakla yetinmiştir. Yıllardır etik, vicdan, bilim ve hukuka aykırı raporlarla gündeme gelen ATK, politik mahpusların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen mütemadiyen tıp bilimine aykırı raporlarından birini de Tuğluk için hazırlamış ve demans hastalığını inkâr etmiştir. Aysel Tuğluk’un sağlık durumunun geldiği aşama, insan onuruna uygun koşullarda tedavisinin yapılabilmesinden uzak bir durumdadır. Aysel Tuğluk’un sağlık durumu ortadayken ısrarla gereğini yerine getirmeyen, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere bu durumu görmezden gelen tüm idari ve adli makamlar sorumludur ayrıca, temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve cezaevlerinde ölümler konusunda sessiz kalmamaları gerektiğini de ifade etmek gerek. Ankara Barosu’nun, bir kadın avukat olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalması kabul edilemez. Ankara Barosu başta olmak üzere tüm baroları ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz’’ dedi.